Vaktimin ikindi güneşi,
Ben geldim Murat! desen. Utanmaz bir oburlukla, koca bir Afrika kadar aç olan varlığıma, Ben geldim... desen. Kiracı gibi değil, bir yaraya, bir cana, bir yâre, bir kadere ortak olmaya geldim desen… Ev sahibi gibi, kalbimin sahibi olarak gelsen… Neden, niçin geldin, diyen mi olacak?
Sen, Rüveyda,
Gelmeyince, mayalanmıyor kelimeler, şiirler... Söküğüm dikiş tutmuyor, ekmeğime katık bulunmuyor. İçtiğim su kandırmıyor.
Hayat beni doyurmuyor. Başka insanlar ruhumu avutmuyor. Sen gülmeyince, aydınlanmıyor karanlıklar...
Sana hasret bu adama, bahar goncası yüzünle, bir lâhza görünsen, koskoca ömrüme bedel şen bir kahkaha atsan, mutluluğun huzur tahtına oturur, âlemi seyrederdim. Bu şükür makamında bir övünç olurdu.
....devamını kitabımdan okuyabilirsiniz.