''Rüveyda'ya mektuplar'' tahminimden fazla ilginizi çekti. Devamını heyecanla bekliyoruz,devamını yazmalısınız, gibi mailler teşvik edici oldu. Seri olduğu için yanına rakam yazmak zorundayım, kelepir'lerde olduğu gibi.
Her mektup için konu başlığı bulur muydum, bulurdum. ama o zaman ''Rüveyda'ya mektuplar'' yazdıktan sonra yanına konu ismi eklemeliyim, o zaman başlık çok uzun olacak. ''Rüveyda'ya mektuplar'' kısmını hiç çıkaramam, google'de Milena'ya mektuplar aratırken, ''Rüveyda'ya mektuplar'' da çıksın.😊 Benim neyim eksik Kafka'dan (dermişim) yok kimseyle aşk atacak donanıma sahip değilim. Kafka,ters düşmüş böceğe merhamet göstermedi ya, taktım adama, o sebeple bendeniz de ''deneme'' mahiyetinde heves ettim.
Edebiyatta olsun,sinemada...vs.olsun. Bir kere ünlü olun yeter. Sonra en basit, en sıradan cümleniz sosyal medyada. Sabahattin Ali ve Kafka örneğinde olduğu gibi.
''Herkesin bir Rüveyda si vardir icinde.Ama kadin ama erkek.'' elbette haklısınız. Fark şu ki, bazıları için soyut (müşahhas),bazıları için somut (mücerret) olarak hayatımızda yer alırlar. Rüveyda ya da Rüstem :)) herkesin içinde vardır,yoksa da olmalıdır.
Bir diğer mektup, '' Rüveyda'yı görmemişsin, sanırım resmini de göndermemiş size, o yüzden ''ruh tuvalime resmedeceğim'' diyorsunuz, ama mektuplar yazıyor size belli ki..'' demiş.
Hayır kimseden mektup gelmiyor Rüveyda rolü için. Birilerinden mektup geldiği için de başlamadı. Kafka'nın Milenası'nı okurken, bahsettiğim gibi, ''böceğe merhametsizliği'' beni teşvik etti. İlk kez, mütevazılığı terk ederek, ''bu mu sosyal medyadan eksik olmayan Kafka mektupları, diye burun kıvırdım. Kaldı ki, Kafka'nın karşısında somut ve daha önce gördüğü bir kadın var. Ben hala ruh tuvalimde resmetmekle meşgulüm, bu bir dezavantaj.
Sözü uzattım, ama bu açıklamalar gerekliydi.
Kahve saatim gelmiş, huzurlu pazarlar...