Biliyor musun Rüveyda!
Dilinden adımın telaffuzunu duysam, nefesim kesilecek!
Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya başlıyorduk.
Bilmiyorum, ruh ikizi deyimine inanır mısınız, ama sanırım bir insana, başka bir insan, bir cana, başka bir can öyle olmalı... Hani fotoğraflarımızın negatifi vardır ve üst üste getirsek, biliriz ki pozitifleri ile birebir aynıdırlar. Üst üste, iç içe… Nefes nefese…
Hisler, hissedişler, duygular söze gereksinim duymadan anlaşılmalı. Bakışlar, duruşlar, ayan beyan bir cümle olup okunabilmeli. Bunlar olmuyorsa, iki can, bir ruh olamamış demektir. Öyle karı kocalar vardı ki onların hayatlarında muhabbet keyfi dışında, kelimeler çok gerekli değildir. Onlar bakışlar ve duyguların dili ile konuşur, anlaşır, anlarlar.
....devamını kitabımdan okuyabilirsiniz.