Yazmaktan çok kelimeleri dans ettiren ey sen!
Yazmayı bırakmak bir canlıyı uçurumdan atıp seyretmek gibidir…
Eğer senin bir an olsun modunu düşüren birkaç kişinin yargısı ise bir Sizden gelenler kısmında:
“Bazı şiirlerinizi eleştirsem, kırılır ya da kızar mısınız?'' sorusuna cevaben “Kızmam ama kırılırım! Şiir dediğimiz şey makaleden farklıdır.
İçimizin anlık yansımasıdır.
Ki ben yazar yayınlarım, günlerce bir tuvalin karşısındaki ressam gibi iki fırça bir fırt... yapamam.
Ki bu adamı/n şiirlerini çok da ciddiye almayın derim.
Diyorum ya hep ''ruhumun saçmalıklarını burada topluyorum'' diye...
Diyorum ya ''bir yudum teselli'' diye...'' diyen ey sen bir daha düşün bakalım.
Şiirlerin, yazıların senin içinden gelen şeyler deneme gibi bunlar eleştirmeye açık değillerdir ki zaten eleştirseler dahi bunlara takmana gerek yok sen yazmayı teselli, bir ilaç gibi gören birisin yazmaya devam et isterlerse hiç kimse okumasın senin için rahat olsun yeter ki…
Eleştiriler, dilin kemiği yok konuşup dururlar tabii ki bunlar insan her şeyden rahatsızlık duyar ancak bunlar ne yönden eleştiriyorlar senden daha iyi durumda olan kişiler mi bunlar diye düşünerek hareket etmeni ve yazmayı bırakmamanı her insana bir umut, kendine bir sevda gibi sürdürmeni isterim…
Bu arada eleştiri kişinin yapamadığı işlere karşı olandır tabii ki bunu genelleme yapmıyorum bu konu için… Herkes de her şeyi beğenmek zorunda değil ki zaten beğendirmek zorunda değilsin bunu unutma…
Sevgiler…
* * *
''Kaleminiz terapinizdi hani?
Hadi bizi düşünmüyorsunuz onu anladık da, kendinizi de mi düşünmüyorsunuz?
Kitabınızı da okumuş biri olarak, onlarca övgüde şımarmayan siz, kalkmış iki kişinin kendince sebeplerle sizi ''vasat'' bulmalarına kaleminizi (ve bizleri) kırmaya karar vermişsiniz.
Bunu ne bize ne de kendinize yapmaya hakkınız yok anlıyor musunuz Mesut olmayan Murat Bey!''