15 Haziran 2020 Pazartesi

Mısra kısa kalıyor her defasında



Sen nasıl güzel bir şiirsin ki;
Bir dizede göklerde uçurtma gibi,
Bir dizede okyanusların dibinde, 
Mahzenlerinde zincirlerdeyim...  
Bir şiire sığmaz ki 
Tek bir kirpiğinin kıvrımı...
Nerede kaldı,
Gözlerinin uçsuz bucaksız dipsizliği,
Kaşlarını hafif çattığındaki o muhteşem tablo...
Ya eşiğinin ucundan öptüğüm satırlar,
İsmini, hitabeti kurgulayıp  hecelerken, 
Kayıp gidiyor kelimeler almış başını...
Akıp gidiyorum zamanın esrarında,
Mısra kısa kalıyor her defasında...

Sen nasıl güzel bir şiirsin ki;
Kelimeler aciz, cümleler mahcup,
Kalem sarhoş, mürekkep bir deli mavi...
Bitimsiz ılıman bir iklim,
Takatsiz ve hayran düşüp kalıyorum,
Her dizenin ayak ucuna...
Çok şey dilimde, hepsi de gönlümde ürkek...
Mısra kısa kalıyor her defasında...

Sen nasıl güzel bir şiirsin ki;
İnsanın şair değil,
Şiirde bir hece olası geliyor...
Parmak uçları ile dokunur gibi,
Dokuyorum geceyi,
Gözyaşlarımın üzerinde...
Uyku bile uykuda, 
Seni arıyorum kelimelerce.
Mısra kısa kalıyor her defasında...

Sen nasıl güzel bir şiirsin ki;
Bir tebessüm etsen, bir lahzâ...
Kanat çırpıverir ruhum
Oracıkta can veririm biliyorum.
Sonra saçlarındaki tel sayısı kadar,
Mısra dökülüyor bir anda ufkuma,
Tutulma sebebim oluyorsun nutkuma...
Varsın meczup desin diyenler!
Varsın sıraya girsin kınayıcılar!
Senin aczinde kaybolmuşken
Mısra kısa kalıyor her defasında...

Sen nasıl güzel bir şiirsin ki; 
Okumaya doyamıyorum...
Sesim bazen feryatları koluna takmış cantabile
Bazen çağları gezinip gelen umutsuz bir bariton...
Okurken yaşanansın sen,
Şiirlerin Sultanı, 
Saltanatını bir kölenin omuzlarında
Mütevazıce hükümferma eylerken,
Mısra kısa kalıyor her defasında...

Sen nasıl güzel bir şiirsin ki;
Onca kelimede önsöz makamına bile geçilemeyen,
Girizgâhında bocaladıkça hayran kalınan...
Bir hitabına meftun, muhtaç ve hep aç...
Mısra kısa kalıyor her defasında...
Mısra kısa kalıyor her defasında...