25 Ekim 2020 Pazar

benim omuzlarımda yeryüzünde ne kadar acı varsa!


benim omuzlarımda,
yeryüzünde ne kadar acı varsa..! 
sokaklarda üşüyen hayvanlardan başlasak,
evsiz-barksız banklarda yatanlara rastlarız!
evsiz derken evliliği yıkılanlar da çıkar karşımıza!
ve yanı başımızda sevdiğine kavuşamamış aşıklar,
baksan bir ömür boyu yangınlardalar!
ya şu gece vakti,
damlarına yağmur yerine, 
bomba düşen masumlar..!
evlerinden, yurtlarından edilen muhacirler!
onların üzerinden servet yapan kanlı tacirler!
ya okul yolu için kilometrelerce, 
tehlikeli yolları her gün kat etmek zorunda kalan,
o mini mini yavrucaklar!
sana, bir yudum bulanık suyu,
başlarında uzak yollardan taşıyanları,
açlıktan kaburgaları sayılanları,
ve bir kemiyet içinde, 
insandan sayılmayanları anlattılar mı?
benim omuzlarımda,
yeryüzünde ne kadar acı varsa! 
istemediği adamın zorbalığından kaçarken,
cinayeti ile hayatından edilen kadınlar!
şiddetin her türlüsüyle, 
zoraki bir hayata mecbur edilmiş kadınlar!
aldatılmış ve horlanmış vefakâr kadınlar diyorum!
mutsuz aile ve boşanmaların travmasının izlerini,
bir ömür yüzlerinde saklayan çocuklardan bahsediyorum!
diyorum ya benim omuzlarımda,
yeryüzünde ne kadar acı varsa! 
zalimlerin yönettiği-yok- sömürdüğü halklar
zayıf devletlerin köleleştirdiği,
modern zamanların bilinmeyen suçları!
insanların azınlıklar tarafından, 
insanlıklarından edildiği ahir günlerde,
şiirlere firar edişimizi çok görme kardeş!
türkülerce ağıtlarımız var bizim!
sazımızı taşa çalma kardeş!
benim omuzlarımda,
yeryüzünde ne kadar acı varsa!
gülüşlerime sakın aldanma!
acısı derin olanın, kahkahası sahtedir, iyi anla!
benim omuzlarımda,
yeryüzünde ne kadar acı varsa! 
saysam saysam bitmez nasıl olsa..! 
güçlünün haklı gösterildiği şu dünyada...
hepsi benim omuzlarımda
benim omuzlarımda...

hadi gel benimle sen de ağla...