Dilimin kolayca terennüm etmediği, edemediği cümledir; "seni seviyorum" demek!
Bir ürkeklik hatta korkudan duvarlar, sınırlar ve belki de kırılmasından korkulan bir fay hattı!
Zayi olan emeklere eklenmesinden çekinilen bir fırtına belki de...
"Seni seviyorum" dersem tılsım mı bozulur? Söyledikçe artan bir mucize oysa...
Nasıl harcanmışsa sevmelerim, dilim "Seni seviyorum" notasını tuşlayamıyor!
Bir acı tebessüm, yüreğinin diplerine kadar yayılıyor!
Bırakmadılar ki güzel sevmelerini
"Seni seviyorum"larla çiçek çiçek açtırıp, gökkuşağının dalgaları arasında nefes nefes haykırabilseydin "Seni seviyorum" "Seni seviyorum" ünlemsiz, kaygısız, sorgusuzca...
Nasıl harcanmışsa sevmelerin, sevmekten gönlün gibi dilin de nasıl yanmışsa, sevgiyi üfleyerek ürkerek içinde saklıyorsun...
Çok sık söyleyip dilde, kulakta eskitmeden, gönülde hep taze ve doyumsuz severek ve bu sevgiyi saygı/sadakatle pekiştirerek çoğaltmaktır asıl olan...
"Seni seviyorum" dediğimize pişman edenlere yolunuz düşmemişse, "Seni seviyorum" dediğinizde bunu can kulağı ile duyup, gözbebeklerinde uçsuz bucaksız bir dünyaya sizi alarak "Seni seviyorum" diye mukabele de bulunanız varsa, bu yazıyı okuyan istisnalardansınız, şükredin.
"Seni seviyorum" cümlesi anlamı bilinmeyen yabancı bir lisan gibi eğreti durmadığı sürece hayatı yudumluyorsunuz demektir.
Türkçeye yeni bir kural getirmeli TDK ve
SeniSeviyorum
böyle birleşik yazılmalı...