"İnsanlar geçim meselesine yoğunlaştıkları için ne duyuyor ne görüyorlar. Şehir telaşlı, şehir yorgun! Şehir hassasiyetlerini kaybetmiş, şehir bezgin, şehir aşka susamış... Şehir ezbere yaşıyor!"
Uzun yıllar var ki çok şükür bir istikrarı daha yakalamış bulunmaktayım; muhteşem yalnızlığımın tahtında sürdürdüğüm saltanatımı kimselerle paylaşmıyorum.
Kendi çapım gibi minnacık odamın minnacık iki penceresinden henüz gökyüzünü görebiliyorum. Bulutların pamuk tarlası gibi şekiller çizmesini izliyorum. Mavinin hâlâ mavi kalabilmesini mutlulukla temaşa ediyorum.
Şairin mahpus damında dediği geliyor aklıma:
''Garip pencerecik, küçük daracık;
Dünyaya kapalı, Allah'a açık!" NFK
Pandemi salgın derken, şimdilerde yaşadığımız korkunç ekonomik daralma, geçim sıkıntısı daha da mutsuz etti dünyalılar olarak bizleri...
Haliyle şehir de bezgin şaşkın, insanlar da...
Aşka susayacak hali kalmamış. Ezbere yaşıyor dediğimse monoton, rastgele, günü kurtarma çabası...
Uzun zamandır Kentparka da gitmiyor ayaklarım. Sanırım sonunda kalbim de inanmaya başladı Rüveyda'nın gelmeyeceğine...