3 Ekim 2022 Pazartesi

sessizlik [15]

Bazen de sessizlik, bitkisi olmayan toprak, yaşama sevincini kaybediş, hayata dair ne varsa beklentilerinden soyunmuş bir kabulleniş olarak karşımıza çıkar.

Çilekeş bir kadının, zulm ve haksızlıklar karşısındaki susuşu...
Daha da kötüsü, yoldaşına karşı sevgisini yitirişinin, iç dünyasındaki yanık yankısıdır sessizlik...

O susmalar, cevaba bile tenezzül etmeyen asil bakışlar, anlayana tetiği çekilmiş bir namlu, duyana kurşun, görene hançerlenmiş bir kalpten sızan kandır..!

Sessizlik bu yanıyla dramdır ve öznesinde/özünde var olan güzellikten firardadır...

İdrak edebilseydi erkekler; sessizlik elbisesine bürünmüş kadınların, kendilerini ifade etme haklarının gasp edilişi karşısında, utançlarından yerin dibine giremiyorlarsa, adamlıklarından istifa ederlerdi!

İki kişilik yalnızlığın dans ettiği dalgın bir boşluk olmuştur artık sessizlik...

Gürültüden/şiddetten başka lisan bilmeyen bir adama sessizlik diliyle cevap verilen yerde artık yalnızca bir kadının hakim olunduğu sanılan bedeni vardır! 

Bir şiirimizdeki final gibi:

"Kadınlar susarak giderler,
Erkekler susayarak..."