şair mi, üstadım mı..?"
Sevimli bir soru.
O zaman biraz havamız dağılsın. Doğrusu bunca yıllık meslek hayatımda üstatlık seviyesinden tekâvüt olmak nasip olmadı. Şairlik de ufuklardan el salladı.
Hele bunların ciddiyetle söylenmesinde kuşkum depreşmiştir. (Alay mı ediliyor acaba diye.) İnsan kendisini bilir, bilmeli...
Aynı anlamda kullanılsa da üstat, hocadan en az bir basamak yukarıdadır. Herkes hoca olabilir lakin üstad olamaz. Bir de öğretmenlik var...
Şaire gelince...
Kulağa hoş geliyor.
Keşke diyorsunuz olabilseydim, iyi bir yazar ve az biraz da şair... Daha önceleri de ifade ettiğim gibi, yazarlık hoca olmak gibi mümkündür de şairliğin karşılığı üstatlık gibi bir şey, fazladan kabiliyet ve ruh ister.
İşbu sebeple bendeniz müteşairlik kumunda kelime oyuncaklarıyla doldur-boşalt yapmakla "bir yudum teselli" diyorum...
*
BURAYA EKLEMEK İSTEDİM
"Üstat ,şair ,ozan bunlar simge..
Bizim oluşturduğumuz o kişiye giydirdiğimiz gönlümüzde nasıl
ne şekilde yer aldıkları kime göre neye göre ne şekilde biçimlendirip değerlendirdiğimiz kıstasımız …
Sen müteşair dersin ben şair, ozan..
Kimse oldum demez …
Oldum diyen solmuştur…
Sen gönül titretirsin niceyim demezsin o tevazu bürünmüş benlikle bir kıyıda beklersin bir diğeri kaf dağında oldum diye böbürlenir..
Nimeti ezip çiğner ..
Odun yanar kül olur,adam yanar kul olur…
Sen ne oldum de…
Ne öldüm..
Kendince Bir yudum Teselli iyi ki…"demiş bir başka bakış açısı.
___________
Yayınlarımda konuyla ilgili bir ekleme/düzeltme, düzenleme yapabildiğim zaten malumunuz. MM