Daha çabuk yaşlanacağım.
Ruhumdan sonra belim de çabuk bükülecek...
Bu özleyiş hiç azalmayacak, hiç bitmeyecek...
Aynaları toplayacağım ilkin...
Haftada bir bıyıklarımı düzeltecek kadarı yetecek, gözlerim gözbebeklerime asla bakmadan...
Sonra eşyaları azaltacağım, azalan ömrüme denk...
Albümdeki resimlere son defa bakıp onlarla da vedalaşacağım, dünya hayatına veda etmeden önce...
.....................
Azalırım günbegün anlayacağın.
Ne de olsa annemin son turuna eşlik ederken, empati sınırlarını aşıp, yaşlı bir dede olmayı çoktan kabullendim.
Fark, daha çok o fiziki ağrıların inleyişinde, ben kalbi sancılarımın sessizliğinde...
Hangisi daha çok acıtır, düşünmedim.
Her acı acıttığı yerde bir yangındır.
Ve o yangının ortasında yapayalnızızdır aslında...
Her gün birileri alo nasılsın diye annemi arasa da iyi olmayışımıza derman olacak hal aslında kimsede yoktur.
Bugün aylardan Eylül, günlerden salı...19 Eylül...ama telefonum da sessiz...
Tamamlanamayacak bir hikâyenin bu gününden kalbime hasret dolu kısacık bir mektup daha...