Bütün güzel şeyler rüya gibi mi olur, hep rüyalar da mı görülür...
"Rüya gibi geldi geçti ömrüm" demeden önce, rüya gibi gelip geçen bir yar durur önce akan film şeridinin başında...
Rüya bile olsan, yalnız rüyalarda bile görsem seni, çöl yangını çatlak dudaklarıma bir kaç damla der, yine de sevinirdim...
Rüyalar bize, gözlerimiz kapalıyken, ötelerin varlığını haber verir.
Gündüz özenli olanlara, gece ödül olarak kalbe sevinç/huzur veren rüyalar ikram edilir...
Bazen öyle bir rüya görür ki insan, dünya rüyasında hiç bir şeye onu değişmez. O ikrama halel gelmesin, ayıp olmasın diye daha bir itina eder yapıp ettiklerine...
Rüyalar deneme, sınamadır aynı zamanda. Görenin kalbine akıtılmış sırdır. Sevinç anlat der sır susmazsan daha fazlası sıradaydı, iptal edilir diye ikaz eder.
Ve rüyalar herkese anlatılmaz. (Bu zamanda kimseye anlatmamalı.)
Anlattığınız kişi az buçuk ilim ve haset etmeyecek bir kalp sahibi olmalı. Bazı rüyalar insanı çok kıskandırabilir. Hatta kişi Allah'a içinden sitem eder, böylelerine mi bu müthiş rüyalar der başına bela alır.
Rüya ile amel edilmez. Yani İslâm fıkhına uyup uymadığı çok önemlidir. Malum kan yollarımızda dolaşan şeytan, rüya ile de bizi şaşırtıp, yanlışa sevk edebilir.
Sana özel helal/haram olmaz, aman dikkat.
Müjdeci rüyalara sevinir, şükrederiz ama asla kendimize bir paye vermeyiz. Bilakis mahcup olur, Kerem sahibi Allah'ın büyüklüğüne, Ona layık kulluk yapamayışımıza, günahlarımıza rağmen, lütfuna boyun bükeriz...