Bir yazımda ''2020 için sosyal medya kararım; malum bloğum dışında, Facebook ve İnstagram var. 2020 yılının herhangi bir ayında aniden vedasız o iki hesabı kapatmak.'' demiştim.
Kendimce yıl ortası olur diyordum ama bugün itibariyle bu bloğum dışında hiç bir yerde yokum artık!
Orada çok değerli dostlarım oldu, onları kırıp kalmadığım ve bazılarını ağlattığım için çok özür diliyorum. Gerçekten ben de çok üzgünüm.
Böyle yapmam gerekiyordu. Veda etmeye kalksaydım, daha önce 1K sitesinde yaşadıklarıma benzer şeyler olacaktı. Geleneğimizde ve tabiki dinimizde helalleşmek var ama vedalar daha derin keder ve ısrarlar...
Akıllı telefonlar (!) aklımızı zamanımızı kuşattı ve bizi esir aldı. Yaşa-başa, mekâna bakmaksızın bu böyle. Cuma namazında, hutbe gibi bir ibadet esnasında bile..!
Tatiller, evlerde yapılan yemekler...kısacası günlük yaşama dair hemen her şey, elimizdeki cep telefonu için ve başkalarının gözleri önünde!
Sanki telefon, yani paylaşım/beğeni için yaşıyoruz! Bu uğurda düşerek ölenlerin sayısı hiç de az değil!
Bir program indireceksiniz, telefonunuzdaki her şeye erişim izni istiyor, vermezseniz indirmeniz mümkün değil! Özel aile albümünüze kadar...Özel demişken, sosyal medyada aile içi en özel resimleri ''herkese açık'' paylaşanların kulakları çınlasın! (İnşallah kendimi bağlamak adına bu yazımı yazarak dondurduğum face hesabıma bir kaç ay sonra özleyip girmem. Kendi çekimim enfes Kent Park resimlerimi almayı unutmuşum.)
Bir de sosyal mecraların her birinde hesabı olanları tebrik etmeli (!)
Şurada bir ay kadar aynı anda face-instagrama dayanamadım. Orada beğen, burada beğen. Orada paylaş, burada paylaş. Ömür törpüsü, akıtılan göz nuru ve bence çağın, modernizmin büyük oyunu! Facebook profil açıyorsun, bir da seni ''sayfa'' açmaya teşvik ediyor! Başka işimiz yok!
Eskiden facebook yetiyordu. Şimdi onlarca ismini bilmediğim mecralar!
Birileri bize ait ne özelimiz ne de zamanımız kalsın istemiyor!
Bu tespitleri hesabım açıkken de yapan biriydim. Kapattıktan sonra ahkâm kesmiyorum yani...:)
Hele evli olsaydım asla ne benim ne de eşimin WhatApp dışında bir ağımız olamazdı!
Bu noktada boşanmalar ve aldatmalar üzerine istatistiklere girmeme gerek yok, her gün ekranlarda görüyorsunuz, ''Facebookta tanıştık...'' diye başlayan konuşmaları.
Tekrar altını çizmek istiyorum ki ''büyük oyun'' bu! Düpedüz zaman hırsızlığı!
Bendeniz yazarak terapi diyordum.
Ya hiç yazmadan yazılanları paylaşanlar? Ondakini ben alıyorum, benden diğeri...Aslında saçma bir döngü. Bazen farklı resimler eşliğinde ama olay hep aynı. Beğen, beğen, beğen....
Bir hastalık gibi, bazı insanlar seri imalat gibi durmaksızın paylaşımda.
Hastalık demişken, bilek ve ruh rahatsızlıkları İnternet çağının yeni hastalıklarından malum...
Bununla beraber sosyal medyanın gücünü de es geçmiş değilim.
Onu da ilgilileri, politik dilde mahir olanlar zaten yapıyorlar. Benim gibiler eksik olsa bir şey olmaz nasılsa.
Sonuç olarak başarabilirsem bir daha facebook hesabımı da açmayı düşünmüyorum. En azından uzunca bir süre.