6 Ocak 2020 Pazartesi

Maillere de cevap vermesem mi?

Sevgili Dostlarım,
Daha önceden de sözünü ettiğim gibi, yeni yılda belki biraz erken ve beklenmeyen bir şekilde Facebook hesabımı kapattım.
Bir daha açar mıyım bilemem nasip. En azından  bir süre mola diyelim.

Ne güzel diyor yıldız sahabilerden biri güzel insan, arkadaşına: ''Dünya seni görmesin, sen de dünyayı...'' 
Aslında nicedir dünyayı gördüğüm yok, ama yeterli değil...Bu adam da dünyanın umrunda olmadığıma göre...Ha gayret! Belki de geçici bir hal bu bende olan..!

***

Ve hiç bir yerde, hiç bir zaman iyi bir insan, iyi bir yazar, iyi bir şair olduğumu değil iddia, ima bile etmiş biri değilim. İyi insan olmak istedim, karne notunu şimdilik bilmiyoruz!

Önce bir soruya cevap; Hayır hatırlamadım, çünkü hiç bir maili saklamam, günlük çöp kutusundan bile dönüşümü imkansız bir şekilde silerim. Dediğinizi hatırlamadım ve mailden cevap vermeyeceğim, cevap verince aşağıdaki bir başka e-posta gibi tren katarı oluyor. Mesela kıymetli  mail sahibi:

''Nitelikli bir yalancı olamayacaksın gidişine ve gerçeğe dair nitelikten yoksun şiirler yazarak.
Seni, gelişini ve gidişini yaptıklarını görmezden geleceğim.
Hiç olmayan ...''

''Sana mânâ verdim 
Zavallı Rüveydâyı teneşir tahtasında
Vura vura eze eze yıkayasın diye değil.
Eğer hakikatli şair isen sen de anla imdi !
Sana aşk verdim
Elindeki kör kandil !
İçindeki iki nûr !
Hangisi gözüne makbul ?
Gör imdi !'' demiş. Dayanamayıp cevap yazıp:

''Ne nitelik ne nicelik
Var şiirlerimde
Çünkü ortada ne şiir var
Ne şair!
Üzgünüm buradan canımı yakamaz kimse...'' (MM) demişim, sonra aşağıdaki gelince susmuşum.
Daha çok susacağım inşallah. Sırada İnstagram var, onu da kapatınca...

''Ey baştan ayağa "Hiç olmayan" sen ...
Benimle paylaşma bu korkunç gamı.

Senden boşalan içimin en derin yerine
Ağırlığınca ;
irfan , 
vicdan ,
masumiyet ,
samimiyet , 
teslimiyet , 
gözyaşı  doldurdum ben.
İyi ki yoksun .
İyi ki âsâr-ı sevdanın yalan bulutundan ıslanan saçlarım çiçeklenmedi beton varlığına.''