19 Eylül 2020 Cumartesi

Yüzük!


Şu evlilik teklifi meselesi. 

Kadının önünde diz çöküyorsun! 

Bir de buna ilave tek taş pırlanta yüzük! 

Adam önce yüzüğün kutusunu açıyor! 

Rüşvet gibi! 

Kadının gözleri adamın gözleri yerine bu kez merakla yüzükte! 

Bu yüzden alımlı pahalı bir şey almak önemli! 

Hani yüzüğü hiç açmadan önce teklif etse, sonra taksa mesela..! Hemen, erkek reddedilirse yüzüğü çıkarmaz bile diyenleriniz olabilir. Şahsen öyle bir durumda ben reddedilmiş olsam, yüzüğü kadının eline tutuşturur, bunu senin için almıştım, benden sana son hatıra olsun der çeker giderdim. Ne yani yüzüğü başka kadın için mi saklayacak! Belki de kuyumcuya geri götürür! 😍

Eski zaman şövalyeleri kadınlar önünde diz çökerlermiş, serenatlar falan...

Kimileri de bunu bir kez -köprüyü geçmek için- yapıp, kalan ömürlerinde kadını kendilerine her şart ve fırsatta hem ruhen hem bedenen diz çöktüren merhamet-sevgi fukarası mahluklar!

Bazı yarışma/eğlence programlarında görüyoruz. Önce; ''hadi aşkım, yaparsın bir tanem, hadi bebeğim...!'' Sonra kadının kocası geçen süreyi iyi kullanamayınca; ''Hadisene, hadi be, (hatta lan diye hitap edenleri de var) ben sana evde göstereceğim''e varan sert tonlama örnekleri! Aslında ve galiba artık evlilikler de, çıkara dayalı limited şirketlere dönüşmüş vaziyette!

Bana sorduğunuzu duyar gibiyim; hayır bendeniz hiç bir zaman bir kadına diz çökerek ve peşin vergi ya da rüşvet gibi yüzük sunmam! Zaten alışılmış tarzlar bana hep ters gelmiştir. Neyse sonuç olarak her şeyin cılkının çıktığı adına modern zamanlar denilen şu ahir zamanda, neyin doğru-iyi-güzel olduğunu kavramak sanıldığı gibi kolay bir şey de değil. 

Hızla akan zamanın içinde, henüz günü anlamadan akşam oluyor. Bildiğim ve fark ettiğim en birinci ''farkındalığım'' bu...